Diyojen Forum Sitesi
<a href="https://m.youtube.com/channel/UCT9z-rDUVgEZEaB40OOqEEA?reload=9"> <img style="width: 300px; height: 150px;" title="Abone olun" src="https://i.servimg.com/u/f89/14/29/41/45/buton_10.gif" /></a>



Join the forum, it's quick and easy

Diyojen Forum Sitesi
<a href="https://m.youtube.com/channel/UCT9z-rDUVgEZEaB40OOqEEA?reload=9"> <img style="width: 300px; height: 150px;" title="Abone olun" src="https://i.servimg.com/u/f89/14/29/41/45/buton_10.gif" /></a>

Diyojen Forum Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

şirin özü

Aşağa gitmek

şirin özü Empty şirin özü

Mesaj  tatar_Ramazan_ Cuma Ekim 02, 2009 6:34 pm

Gerçek Şiir ve Şair (1)

Şiir kavramı, çağlara, insanlara, yaşanılan hayata, felsefe temellerine göre değişen bir kavramdır. Herkesin, her kuşağın kendine özgü bir şiir anlayışı vardır. Şiirin tam tanımlaması yapılamaz. Şiir, hayatın mısralarla yaşanması, duyguların anı defteri, bir şeyi olmamaktan, olmağa götüren bir güçtür.

Başka bir ifadeyle şiir, sırlar aleminin özü, hislere sinmiş bir dünya, aklımızdan geçen, hayallerin bir nağmesidir. Efendim insanların oluşturdukları bir grup sözcükler dizini, şayet başkalarını ürpertip, duygulandırıyorsa, onları düşünmeye sevk ediyorsa şiirdir. Şiir; gözle görülebilen bir heyecan, ruhun musikisi, duyguların mucizesi, büyük zekaların sabah rüyası, güzelliğin nefes alışı, yaşantının bir eleştirisidir.

Şiir bir bilim değildir. Şiir, bir inançtır. Keza şiir, bir sanat ta değildir. Şiir hiçbir zaman sözlük olarak başlamaz. Şairin içinde bilinmez, birbirine bağlı olmayan ve kişileşmemiş bir takım kuvvetler çarpışır ve bu çarpışmalardan ortaya şiir diye ortayla yepyeni bir varlık çıkar ki işte bu ortaya çıkan varlığa şiir denilir (ROBERT GRAVES) . Şiir, çığlıkların, gözyaşlarının, iç çekişlerin belirsiz olarak anlatmaya uğraştıkları şeyi veya şeyleri konuşulan dilin gereçleri ile anlatmak ve yeni bir varlığı ortaya çıkarma çabasıdır.

Şiir, bizi bulunduğumuz ruh aleminden alıp başka bir ruh alemine götüren yazı, güzel hayalleri taşıyan sözlerdir. Sait Faik” e göre, “ Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz. İnsanı insana ancak şiir sevdirir. Yoksa cinayetler alır yürür. İnsan, insan yüzüne bakamaz olur. Şiir, insanı insana yaklaştıran bir olgudur”.


Bir şiiri ölümsüz kılan nitelikler vardır. Biz bu ölümsüz şiirleri okurken, ne yazıldıkları zamanı, ne de şairini düşünürüz. Bu tür şiirler, her çağda, her insan dimağında gerçek ölümsüz bir değer taşırlar. Şiir var, yalnız söz sanatıdır, şiir var, duyguları, düşünceleri söyler, şiir var, ses oyunları ile bir musiki olmak ister, şiir var size ders vermeye çalışır.

Ölümsüz şiir, bir elmas yontucusunun sabrını ister. Şiirin özünde, insanla ilgili duygular bulunmalı, bu duygular orijinal, kişisel bir deyişle ortaya konulmalıdır.

Duygu ile fikir, biçimin aksine şiirin temel öğeleridir. Paul ELUARD’ a göre, “Şiirin özünü oluşturan yani şiirin içindeki duygular, fikirler, elmanın içindeki gıda kadar saklı olmalıdır”.

Başka bir ifadeyle elmanın şeklinin ve türünün fazlaca bir önemi yoktur. Her şiirde dil, biçim ve konu olmak üzere üç temel öğe vardır. Dil, şiirin maddesi, biçim, anlatım tarzı, konu ise, şiirin anlattıklarıdır. Şiiri şiir yapan yalnız mısraların mimarisi değildir. Bir şiirdeki öz, konu, muhteva, her zaman şiirde aydınlığı güzelliği sağlar, biçimin kusurunu gizler.

Buna karşılık, öz olmaksızın sadece mimari, sadece biçim yazılanı şiir olmaktan çıkarır. Şiirde, özle biçimin bir bütün olarak ortaya konulması gereklidir. Şiir, salt güzel biçimler yaratmak sanatı olarak görülürse, o zaman karşımıza kokusuz yapma çiçekleri andıran şiirler ortaya çıkar. Bir şiirde şiirin özü, şairin insan, tabiat, toplum, dünya görüşlerini yansıtır. Bu görüşlerde şairin itici gücü vardır. Öz, özgür ve sınırsızdır.

Bir Şiirde öze öncelik tanınmalıdır, zira öz, kendi biçimini kendi yaratabilir. Oysa biçim, hiçbir zaman kendi kendine özü yaratamaz. Ölçü zoruyla söylenmiş, gereksiz, zorlama. doldurma sözcüklerin kullanıldığı şiirler asla öz şiir, saf şiir, halis şiir olamazlar.

Valery” inin dediği gibi, ses ve anlam şiirin temel öğeleridir. Onlar yoksa şiirde yoktur. Bu durumda ortada anlamsız kalıplarda sıkıştırılmış, şiir hazzı vermeyen sözlük şiirleri vardır ortada.

Şairin ruhundaki öz, şiirde, kendiliğinden kendi biçimini yaratır. Zira Eliot’un dediği gibi, şiir biçimden önce gelir. Çünkü biçim, bir kimsenin bir şey söyleme çabasından büyür.Günümüzde, serbest nazım ki bu, vezin, kafiye gibi kayıtlara bağlı olmayan nazım biçimi geçerlidir.

Dünya edebiyatında, Whitman, Arnold, Heine, Eliot, Claudel, Eluard bu akımın önemli şairleridir. Bizde ise bu akımın öncüleri, Cenap Şehabettin, Orhan VELİ, Melih CEVDET, Behçet NECAİTİGİL,Oktay RIFAT dır.

Nurullah ATAÇ, “şiir zevkinin ancak serbest nazımdan sonra başladığını sanıyorum. Serbest nazımdan önce yalnız bizde değil, Avrupalılar da bile şiir kitapları bir takım tatsız, tutsuz, lüzumsuz, eciş bücüş mısralarla doludur. En büyük şairleri dahi onlardan kaçınamaz. Şiirden anlamak, gerçekten ahenkli sözden anlamak, serbest nazmı sevmekle, iç ahengini kavramakla başlamıştır “ demektedir.

Şiir tarihimizde, vezinsiz, kafiyesiz şiir akımı, günümüze kadar gelen tartışmalı bir konudur. Cahit TANYOL, bu konuda şöyle demektedir: Şiirde vezin ve kafiyeyi atmak gereklimiydi?

Bir bakıma gerekliydi. Fakat, bununla vezin ve kafiyenin gereksizliğini söylemek istemiyorum. Yalnız bu tepkinin bizi gerçek şiiri anlamaya götürmesi yönünden faydalı olduğu kanaatindeyim demektedir.

Bir çok şairler, keman çalmasını bilmediği halde koltuğunda kemanla dolaşan adama benzerler. İşte kafiyesiz şiir söyleyen gençler bu gibilerin sahtekarlığını açığa vurmak için o aleti kırmakla iyi bir iş gördüler. Vezinli kafiyeli binlerce tekerleme ve klişeleşmiş hayaller Türk şiirinde tekrarlanıp durdurmuştur. Vezinsiz ve kafiyesiz şiir cereyanı bu klişelerden şiiri kurtardı ve kötü şairi, dayandığı en sağlam destekten mahrum etti.

Ayhan Uçar


Şu konularda daha fazla şiir: Doğa, Günaydın, Çevre, Şiir, Özgürlük, Müzik


(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Göbek ve basenlerden doğal yollar
tatar_Ramazan_
tatar_Ramazan_
Acemi Üye
Acemi Üye

Mesaj Sayısı : 4
Kayıt tarihi : 09/09/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz